Hızlı Menüler

Hizmet 1

Detaylı açıklama

Git

Hizmet 2

Detaylı açıklama

Git

Hizmet 3

Detaylı açıklama

Git

Hizmet 4

Detaylı açıklama

Git

Hizmet 4

Detaylı açıklama

Git

Hizmet 4

Detaylı açıklama

Git

Hizmet 4

Detaylı açıklama

Git

Hizmet 4

Detaylı açıklama

Git

Hizmet 4

Detaylı açıklama

Git
TRABZON
ORTAHİSAR BELEDİYESİ
×
KAMU KURUMLARI İLE ORTAK YÜRÜTÜLEN İŞLER Doğalgaz ProjesiPrestij Caddelerin Düzenlenmesi

BAŞKAN KAYA, TBMM’DE TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ ADINA SLOGAN ATILMASINI KINADI

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, TBMM’de terör örgütü lideri adına slogan atılmasına tepki göstererek, “Milletin ve devletimizin kalbi dediğimiz parlamentomuza gelen terör örgütü temsilcileri, orada devletimize, milletimize ve hepimize adeta meydan okumuşlardır. Biz Türk milletinin onurlu, şerefli evlatları olarak bundan hicap duyuyoruz” dedi. 

Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisi Ekim Ayı Toplantıları, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç başkanlığında bugün yapılan oturumla başladı. Toplantıda Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Başkan Yardımcıları Cüneyit Zorlu, Alper Öztürk ve Celal Akaç, kentin sorunları ve gündemle ilgili görüş ve düşüncelerini dile getirdi.

BAŞKAN KAYA: “BU LANET İŞİ KINAMAK HEPİMİZİN SORUMLULUĞUDUR”
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, TBMM’de DEM Parti grup toplantısında terör örgütü lideri adına slogan atılmasını çok sert sözlerle kınadı.
TBMM’de yaşanan olayın, ‘devlete ve millete meydan okumak’ olduğunun altını çizen Başkan Kaya, hem bu olaya hem de Büyükşehir Belediye Meclisi Başkanvekili Faruk Kanca’nın İsmet İnönü’ye yönelik kullandığı ifadelere şu sözlerle tepki gösterdi:
“Faruk beyin kafasının arkasında bir Cumhuriyet karşıtlığı, bir İsmet Paşa düşmanlığı olduğu, kurduğu ilk cümleden belli. 90’lı yıllardaki bir tespiti dile getirirken bile, Erdal İnönü’den ‘Milli şefiniz İsmet Paşa’nın oğlu’ diyerek bahsediyor. Bu ne demek? İsmet Paşa’nın konuyla ne ilgisi var? Faruk Bey lütfen samimi olun, ‘Benim Atatürk ile İsmet Paşa ile sorunum vardır’ deyin, düşüncenizi itiraf edin, bu her sözünüze yansıyor. Biz Türk Milleti’nin onurlu, şerefli evlatları olarak ülkemize, devletimize, milletimize karşı bir suikast girişimi yapılıyorsa, bundan hicap duyuyoruz. ‘Sadece kendimize değil, milletimize karşı yapılan bu lanet işi kınamak hepimizin sorumluluğudur’ diye bakıyoruz. Burada parti meselesi yoktur, milletin ve devletimizin kalbi dediğimiz parlamentomuza gelen terör örgütü temsilcileri, orada devletimize, milletimize ve hepimize adeta meydan okumuşlardır. Bunu siz kabul edebilirsiniz ama bizim vicdanımız bunu kabul etmiyor. Bu ülkede terör örgütü mensuplarına yönelik ‘sayın’ ifadesini ilk defa kullanan parti sizin partinizdir, sizin partililerinizdir, genel başkan yardımcılarınızdır. Hatta ‘Sayın Öcalan’ sözünün mimarı, Sayın Cumhurbaşkanıdır. Eğer bu konularda zerrece duyarlılığınız varsa, tepkinizi orada gösterecektiniz. Bunlar hepinizin gözünün önünde yaşanmıştır. Bu ülkede AKP iktidarı döneminde dağlarımızdan ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ yazıları kaldırılmıştır. Niye o zaman sesiniz çıkmadı?”

ZORLU: “TİSKİ ALT YAPI ÇALIŞMALARINI TAMAMLAMADIĞI İÇİN ÜSTYAPI VE ASLFAT ÇALIŞMALARINDA SORUNLAR YAŞIYORUZ”
Trabzon Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkanvekili Cüneyt Zorlu, toplantıda gündem dışı söz alarak çeşitli konulardaki görüşlerini dile getirerek mecliste gündeme gelen konulara cevap verdi.
TİSKİ tarafından yürütülen altyapı çalışmalarının tamamlanmaması nedeniyle Ortahisar Belediyesi’nin üstyapı ve asfalt çalışmalarını yapmakta zorlandığını, bunu daha önce de defalarca dile getirdiklerini ifade eden Zorlu, “Özellikle Cumhuriyet Mahallesi’ndeki bazı sokaklarda, altyapı tamamlanmadığı halde vatandaş mağduriyetini azaltmak için mecburen asfaltlama yapmak zorunda kaldık. Bu yollarla ilgili durumu 17 ay önce Büyükşehir Belediyesi’ne bildirmemize rağmen hâlâ tamamlanmayan altyapı nedeniyle şikâyetler devam ediyor. Vatandaşlarımızdan gelen görüntüler de bu mağduriyeti açıkça gösteriyor. Bu nedenle, TİSKİ’nin çalışmalarını hızlandırmasını ve vatandaşın daha fazla mağdur olmaması için gerekli adımların bir an önce atılmasını rica ediyorum” dedi.

“MOTOSİKLET PARK ALANLARI KULLANILIR HALE GETİRİLMELİ”
Trabzon’da giderek artan motosikletlerin uygun olmayan alanlara park yapması sorununu gündeme taşıyan Zorlu, Büyükşehir Belediyesi’nin motosikletler için yaptığı parkın kullanımı için çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, “Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından Tanjant Yolu üzerinde Şehit Polis Memuru Fethi Sekin Motosiklet Parkı yapılmıştı. Gerçekten güzel düşünülmüş ve şehrin ihtiyacına cevap veren bir proje. Ancak yaklaşık 1,5 aydır park kullanılmıyor. Buna karşın hâlâ Kostaki Konağı önü, meydan ve mahalle aralarında kaldırım üzerine yapılan düzensiz motosiklet parkları devam ediyor. Bu durum yayaların geçişini zorlaştırıyor. Ceza yazmak belki doğru olmaz ancak emniyetin bir uygulama başlatarak bu parkın kullanılmasını zorunlu hale getirmesi gerekiyor. Ayrıca vatandaşın parkı tercih etmesi için ücretsiz ya da çok cüzi ücretli hale getirilmesini öneriyorum” diye konuştu.
Trabzon’un yoğun yağış alan bir il olduğuna dikkat çeken Zorlu, özellikle ilçelerdeki otobüs duraklarının güneş enerjili veya ısıtma-soğutma sistemli duraklar haline getirilmesi yönünde vatandaşlardan yoğun talepler geldiğini ifade etti. 

“TBMM ÇATISI ALTINDA TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ LEHİNE SLOGAN ATILMASI KABUL EDİLEMEZ” 
TBMM’de terörist başı için slogan atılmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Zorlu, konu hakkındaki düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi:
“DEM Parti TBMM çatısı altındaki bir grup toplantısında, üzülerek utanarak ve sıkılarak izlediğim bir açıklama yaptı. Bunun Türk halkına yaşatılması çok üzüntü verici. Tarihte ilk kez böyle bir açıklama oldu ve ‘Biji serok Apo’ sloganları atıldı. İnanıyorum ki bu meclisteki tüm meclis üyelerimiz bunu eleştiriyordur. 50 binin üzerinde insanımızı katleden bir terör örgütü liderinin lehine Gazi meclis çatısı altında bu sloganların atılması, Türk ulusu için büyük üzüntü ve utanç kaynağıdır. Bu sloganları atan insanlara hesap sorulmayacak mı? Terör Yasası mı değişti? Bu yapılanlar terör faaliyeti değil mi? Bu sloganları atan ve attıranlar suç işlemiyor mu? Anayasa ayaklar altına alınmıyor mu? Savcılar bu konuda görevini yapmayacak mı? Ben atılan bu sloganları burada grubum adına kınıyorum. Şehit ve gazilerimizden bir Türk vatandaşı olarak özür diliyorum. Bizlerin Trabzon Büyükşehir Belediyesi Meclisi olarak bu konuyu kınayan bir açıklama yapmamız gerekmiyor mu?”

“GAFFAR OKKAN’I ŞEHİT EDENLERİN TRABZON’DA İL BAŞKANLIĞI AÇMASINI KINIYORUM”
HÜDAPAR’ın Trabzon’da temsilcilik açmasını kınayan Zorlu, “Bazı şeylere toplum olarak alıştırıldığımızı hissediyorum. Eskiden DEM Parti’nin Trabzon’da il başkanlığı açacağı söylendiğinde ortalık ayağa kalkar, büyük tepkiler oluşur ve Trabzon değişik sıfatlarla anılırdı. Bugün ise Gaffar Okkan’ı şehit edenlerin partisi, Trabzon’da Valiliğin karşısında koruma altındaymış gibi il başkanlığı açabiliyor. Bu durumu kınıyorum ve Trabzon halkının bunu hak etmediğini ifade ediyorum” dedi.

AKAÇ: “AYKOME, ORTAHİSAR’IN KULLANIMINA AÇILSIN”
Ortahisar Belediye Başkan Yardımcısı Celal Akaç da şehrin sorunlarıyla ilgili konuları Büyükşehir Belediye Meclisi’ne taşıdı. Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya koyduğu AYKOME (Altyapı Koordinasyon Merkezi) sisteminin Ortahisar Belediyesi’nin de kullanımına açılması gerektiğini ifade eden Akaç, “Kentimizin altyapısını dijital ortama tanımlayan sistemin Ortahisar Belediyemizin de kullanımına açılması kente dair yaptığımız altyapı çalışmalarında kazalara sebep olmamamız için önemli. Yeraltındaki tesisatlardan Ortahisar Belediyemizin birimlerinin de haberi olması ve çalışmalarını buna göre yapması gerekiyor. Bu konunun bir an önce çözüme kavuşturularak teknik birimlerimize bu hizmetin verilmesi konusunda talepte bulunuyorum” dedi.

“YAYLALARDA YAŞANAN KAZALARA YÖNELİK YOL GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI”
Yaz döneminde yayla bölgelerinde yaşanan trafik kazalarına önlem alınması gerektiğini gündeme getiren Akaç, “Trabzon turizm kenti. Yaz dönemlerinde özellikle yaylak alanlarda yoğun bir turizm dönemi yaşanıyor. Bu bölgelerde asfalt çalışmaları yapılıyor fakat korkuluk ve bariyerler bu çalışmalarla paralel yapılmıyor. Bu yaz 5-6 kez bariyer olmadığı için ölümlü kaza yaşandı. Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, Karayolları ve valilikler koordineli olarak yol güvenliğini sağlayacak bir planlama yaması gerekiyor. Yayla yolları iyileştirildikçe kaza ihtimalleri de artıyor. Buna bağlı tedbir sürecinin işletilmesi gerekiyor” sözlerini kullandı.

“TURİSTİK VADİLERDE CEPHE ESTETİĞİ İYİLEŞTİRİLMELİ”
Trabzon’un yoğun turist çeken vadilerinde cephe düzenlemesi gerektiğini ifade eden Akaç, “Turizm kenti olmamıza rağmen turistik vadilerimizde yapı stoklarımız oldukça kötü görüntüde. Örneğin Solaklı Vadisi’nde Uzungöl’e giderken Of’ta kısmi bir cephe iyileştirmesi yapılmış fakat Dernekpazarı oldukça kötü bir görüntüde. İlerledikçe Çaykara’da da aynı görüntü var. Vadi içlerindeki bina cepheleriyle ilgili genel bir sıkıntı var. Şalpazarı ilçemizde kısmi bir çalışma yapılmış ve oldukça güzel olmuş, takdir ediyoruz. Büyükşehir Belediyemiz tarafından özellikle turist yoğunluğunun yaşandığı, dışardan gelen ziyaretçilerimizin ilgi gösterdiği vadilerde, kent estetiğinin sağlanmasına yönelik bir planlamanın olup olmadığını merak ediyorum” sözlerine yer verdi.

“BİYOLOJİK ARITMANIN ARAZİSİNİ ÖĞRENEMEDİK”
Ortahisar’da kurulması planlanan İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’nin arazisi konusunda bilgi isteyen Akaç, “Kentimizde atık suların bertarafına yönelik İleri Biyolojik Arıtma Tesisi çalışmaları olduğunu biliyoruz. Bir kısmı ile ilgili ihale sürecini ve yatırımların başladığı bilgisi daha önce beyan edilmişti. Ortahisar ilçemizde de Ulaştırma Bakanlığı’ndan 100 dönümlük bir alanın tashihine yönelik bir sürecin işletildiği belirtilmişti. Fakat bu 100 dönümlük arazinin neresi olduğuna dair bugüne kadar hiçbir veriye ulaşamadık. Bu konuya ilişkin bir açıklama yapılırsa memnun olurum” diye konuştu.

“KAHVERENGİ KOKARCA MİLLİ MESELE OLARAK GÜNDEME ALINMALI”
Bölgemizde yaşanan kahverengi kokarca sorununa dikkat çeken Akaç, planlı bir mücadele olmadığı eleştirisinde bulunarak şöyle konuştu:
“Son dönemde kentimizin en önemli sorunlarından biri kahverengi kokarca ile mücadele. Tarım İl Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri arasında koordinasyona dayalı bir planlama var ama maalesef sorun ortaya çıktıkça işletilen bir süreç olduğunu görüyoruz. Kokarca sorunu baş gösterdiği dönemlerde kurumlar da mücadele için hareketleniyor. Planlı bir organizasyon ortaya koyulmadığını, sorunun yoğunlaşmasına bağlı olarak uygulamanın şekillendirildiğini görüyoruz. Bu tehlikeye karşı kurumlarımızın birlikte yıllara yayılan, planlı bir organizasyon içine girmesi gerekiyor. Artvin’den Sakarya’ya kadar yayılan bu tehlikenin bir milli mesele olarak ele alınıp bütünlüklü olarak değerlendirilmesi elzemdir. Sadece ‘evlere yanaşınca evleri ilaçlayalım, bahar gelince bahçeleri ilaçlayalım’ mantığında çıkılarak ülkenin gündemine alınması gereken bir husus olduğunu belirtmek istiyorum.”

“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYEMİZ DERE YATAKLARININ ISLAHI İLE İLGİLİ GİRİŞİMDE BULUNMALI”
Yoğun yağış sonrası kentte meydana gelen taşkınlar konusunda, derelerin ve vadilerin ıslahına yönelik çalışmalarda Büyükşehir Belediyesi’nin harekete geçmesi gerektiğini dile getiren Akaç, “Kentimizde meydana gelen sel afetinin ardından yaşananlara yönelik Ortahisar Belediyesi olarak bir takım yazışmalar yaptık fakat hiçbirine ilişkin bir sonuç alamadık. Ancak son olarak yaptığımız yazışmada DSİ, ‘afet önlemeye ilişkin vadi içlerinde yapılacak uygulamalar için kamulaştırılacak alanlar olduğunu ve yerel idarelerin bunu sağladığı takdirde gerekli çalışmaların yapılacağı’ şeklinde bir yaklaşım sergiledi. DSİ’nin söylediği şu anda bir çalışma yapmayacağı anlamına geliyor. Bu yaklaşım yeni taşkınlarda aynı sorunların tekrar yaşanabileceğinin açık ifadesidir. Büyükşehir belediyelerinin bir görevi de dere yataklarının ıslahıyla ilgili planlamaları yapmaktır. Ortahisar ilçemizde taşkınlara sebebiyet veren yan derelerde gerekli çalışmaların yapılması için Büyükşehir Belediyemizin girişimde bulunmasını talep ediyorum” şeklinde konuştu.

ÖZTÜRK: “YAPILAN SAĞLIKLAŞTIRMA DEĞİL, BİR MASKELEME, ÖRTME VE TEKTİPLEŞTİRME SÜRECİDİR!”
Ortahisar Belediye Başkan Yardımcısı Alper Öztürk, cephe sağlıklaştırma çalışmalarıyla ilgili bazı tespit ve değerlendirmeler yaptı ve önerilerde bulundu. Uzunsokak başta olmak üzere, yürütülen cephe sağlıklaştırması çalışmalarını ‘maskeleme, örtme ve tektipleştirme’ olarak tanımlayan Öztürk, şunları dile getirdi:
 “Amacım eleştirmek değil, katkı sağlamaktır. Bir çalışma yapılmış, bu konuda emeği geçen bütün paydaşlara teşekkür ediyorum. Cephe sağlıklaştırması adı altında yapılan ama çoğu zaman ne sağlıkla ne de mimarlıkla ilgisi olmayan müdahaleleri birlikte değerlendirmek istiyorum. Cephe sağlıklaştırması, kağıt üzerinde kulağa hoş geliyor, ‘ne de olsa iyileştirmek’ gibi olumlu bir eylemi çağrıştırıyor. Fakat neyi iyileştirdiğimizi, neye göre iyileştirdiğimizi ve en önemlisi de kimin adına bu iyileştirmeyi yaptığımızı çoğu zaman düşünmüyoruz. Sıklıkla karşımıza çıkan şey şu; aynı boya rengi ile boyanmış, yüzeyine birkaç süsleme iliştirilmiş, tarihe, dokuya uzak, zamansız, kimliksiz cepheler... Yani aslında bir sağlıklaştırma değil, bir maskeleme, bir örtme, bir tektipleştirme süreci. Oysa biz mimarlar olarak; geçmişle bugünü buluşturarak, yapının özgünlüğüne saygı duyan, çevresiyle konuşan tasarımlar üretmeliyiz. Cepheler bir yapının sadece yüzü değildir, bir dönemin dili, bir malzemenin hikayesi, bazen bir ustanın emeğidir. Ve biz bu cepheleri boya badana yaparak değil, anlayarak, araştırarak, hassas dokunuşlarla koruyarak yaşatabiliriz. Kentsel estetik, homojen renk paletleriyle, aynı pencere profilleriyle, aynı tabela modelleriyle değil, farklılıkların dengeli bir bütünlük içinde oluşturulduğu, yerel dokunun gözetildiği çözümlerle sağlanır. Çünkü kimlik uyumla birlikte gelir,  tektipleşmeyle değil. Yapmamız gereken geçmişe öykünmek ya da bugünü bastırmak değil, her yapının kendi hikayesine kulak vermek, o hikayeye mimarca bir saygıyla yaklaşmak, sağlıklaştırmak, sadece görünüşü güzelleştirmek değil, bir yapının ruhunu yaşatmaya devam etmektir. Bırakalım daha önce yapıyı tasarlayan mimar, kendi dokunuşları ve tasarımıyla cepheyi yeniden tasarlasın, biz uygulamasını yapalım. Ayrıca mimari projeler, Sanat Eseri Kanunu ile korunmaktadır. Dolayısıyla yapılan uygulamalarda bu cepheleri daha önceden hazırlayan mimarlara danışarak yeni bir eser üretelim. Unutmayalım kentin hafızası cephelerinde gizlidir, o hafızaya iyi bakalım, onu susturmayalım.”  

“CEPHE SAĞLIKLAŞTIRMA KONUSUNDA VATANDAŞIMIZA TEKNİK BİLGİLENDİRME YAPILMALI”
Öztürk, konuşmasının sonunda eski valilik bölgesinde yapılan cephe sağlıklaştırması projesiyle ilgili vatandaşlardan gelen şikayetleri de dile getirerek, “Oradaki vatandaşlardan bize gelen şikayetler var, aynı cephe oranı olmasına rağmen bir vatandaştan 70 bin lira talep edilirken diğer vatandaştan 50 bin lira talep edilmektedir. Bu konuda vatandaşlarımıza teknik açıdan yeterli bilgilendirme yapılarak bu konu aydınlatılırsa, vatandaşımız da ödemesini rahatlıkla yapabilecektir” sözlerini kullandı.